24 Ağustos 2012 Cuma

D U Y U R U


Son zamanlarda çeşitli tatsızlıklar yaşadık ve fakat hayat böyle geçiyor işte. İyiyi, kötüyü hepsini çorba edip döküyor önümüze. Dertli kısımları yazmadım buralara pek, sevmiyorum da ulu orta dertlenmeyi. Onun yerine güzel güzel haberleri yazmak isterim. 
Dünya için oldukça anlamsız , bizim için fazlasıyla anlamlı olan güzel haber ise artık yerleşik hayata geçiyor oluşumuzdur! 
Bugünlerde en büyük eğlencemiz emlakçı sitelerinde ev bakmak oldu. Durmuyor, gece gündüz evlere bakıyor ,karar vermeye çalışıyor , özlediğimiz "adresi belli" hayatın planlarını yapıyoruz, heyecanlıyız! 
Bundan böyle , bir sonraki emre kadar, adresimiz Bristol olacaktır , eşe dosta duyurulur. 

Yönetim 

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Iskocya Notlari

 Iskocya'ya yolu dusen olursa diye gectigimiz haftaki geziden aklimda kalanlari birkac satir karalayacagim. Az lafla, resimli anlatimlarla devam ediyorum.

-Mutlaka arabayla dolasin , o yollardan otobus,trenle gecerseniz durduramayacaginiz icin uzulursunuz.






-Turistik rotalarla ilgili tabelalar var her yerde, takip edin,pisman olmazsiniz.
-Yol uzeri minik cafe/restaurantlarda corba/bira icin, havaya gore muhtemelen corba icmek isteyeceksiniz once! :)
-Kaleleri,milli parklari gezin.






-Mutlaka bir viski imalathanesi gorun, (Glenfiddich bu konuda oldukca basariliydi)
-Highland games tarihlerine denk getirmeye calisin,erkenden gidip butun yarislari izleyin.




-Henuz hava sartlari nedeniyle biz de yapamadik ama kuzeyde balinalari izlemeye gidin,gidelim :)

Ozet: "Yesile,griye,yagmura ve viskiye doymus olarak bitmeyen bir Iskocya gezisinde yanlis giden birseyler vardir. "


14 Mart 2012 Çarşamba

bir sehri yuruyerek gezmek gerek


Bazen buradan gitmeden mutlaka gormem gereken birseyi kacirmayayim diye bakiyorum nerelere gidilir diye. Ama cogunlukla yuruyorum gelisiguzel. En cok da bu hesapsiz yuruyuslerde egleniyorum,ne zaman ne cikacagi hic belli olmuyor.

Tam da boyle iste, dun tesadufen denk geldigim bu bit pazari/antikaci dukkanlari gibi.
Gezdikten sonra , arastirsam da burayi merak eder gelirdim diye de dusunmedim degil. :)






12 Mart 2012 Pazartesi

Guzel Siena


Gectigimiz cumartesi oglene dogruydu, madem yakiniz bir gorelim o zaman diyerek atladik otobuse , Siena'ya gittik. Guzel Siena'ya.


Floransa'dan gitmek icin otobus daha avantajliymis, oyle okuduk. Trene gore daha merkezi imis duragi.
Otobuste kisaca okuduk, neymis ne degilmis.
Sehrin ortasinda, eski sehir olarak da anilan bolge, iste butun bu gordugunuz nefis evlerin oldugu bolge, surlarla cevrilmis zamaninda. Medici'ler tarafindan, o guzel renkli kirmizi toprak taslarla. Sanirim bu renge de adini vermis Siena.


Bahar da geldi buralara, hava hala hafif serin ruzgarli olsa da, gunes en az cicek acmis bu agac kadar nefis!


Biraz yuruyunce her yol sizi buraya cikaracaktir illa ki. Burasi guzel mi guzel Piazza del Campo , diger bir deyisle Campo meydani.
Guzel de bir kule var orada, fakat bizim yarim gunumuz oldugundan ne kuleye cikmak ne de muzeleri gezmek icin vaktimiz yoktu.


Hava da boyle guzelken, sokaklarda basibos yurumeyi daha keyifli bulduk :)
Sokaklar da boyle guzelken!


Irili ufakli tepelerin uzerine kurulmus bu sehri birkac saat yuruyunce tabii ki meydanda , gunes hala isitiyorken bir italyan birasi esliginde dinlenmek kacinilmazdi!


Olur da buraya gelmeyi planlarsaniz, mumkun olabiliyorsa Palio festivaline denk getirin diyorlar.
Benden soylemesi!


1 Mart 2012 Perşembe



Buraya gelmeden once hakkinda birseyler okuyamamis, nedir, ne degildir arastiramamistim.

Ama aklimda canlanan goruntu iste bu fotografa cok yakindi. Bekledigim gibi bir sehir bulduguma cok sevindim, cok da sevdim sokaklarini.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Bir haftasonu kacamagi olarak Lecco


Gectigimiz haftasonu onceden planlanmis bir Torino ziyareti oncesine, son anda bir mola ekledik ve Como golunu gormeye karar verdik. Yolu cok uzatmamak adina golun en guney noktalarindan biri olan Lecco'yu sectik. Aksamustu vardigimizda karsimiza cikan soyle bir manzaraydi.

Onceden planlanmis bir gezi olmadigindan nerede yemek yiyecegimizi bu sefer tripadvisor'a sorduk. Iyi ki de sormusuz. Calisanlar ingilizce bilmiyorlar ancak kisitli italyancamiz ve cep telefonu sayesinde nefis yemekler siparis etmeyi basardik! Simdiye kadar Italya'da yedigim en guzel yemeklerden birini yemis oldum da diyebilirim.

Sabah kalktigimizda ise soyle bir gune uyanmistik.

Ve hemen sonra Torino'ya gitmek uzere yola ciktik. Sonrasinda bizi bol sohbetli,neseli,rakili,mezeli bir haftasonu bekliyordu. Cok ozledigimiz arkadaslarimizla nefis bir haftasonu gecirdik.
Buradan ev sahipligi icin Ozge'ye tesekkur ederken, Tugba 'ya da yolun acik olsun demek isteriz.
Merakla maceralarini dinlemeyi/okumayi bekliyoruz :)

Son olarak :
Lecco'ya yolunuz duserse diye,
Kalinacak yer: Hotel Griso
Butun odalari gol manzarali ve manzaraya karsi kocaman teraslar var.Mumkunse en ust katlardan oda ayirtmaya bakin.

Yemek yenilecek yer: Borgo Scacciaventi
Belki yaz aylarinda rezervasyon yaptirmak gerekebilir.
Sarap menuleri oldukca zengin. 3 cesit bruschetta da mutlaka denenmesi gerekenlerden.

Yapilacak aktivite: Sezonda gitmedigimiz icin yakalayamadik fakat buradan gol kenarindaki diger ilcelere vapur seferleri oluyormus. Hava guzelse cok keyifli olabilir.

Como golunu kime soylesem ilk duydugum George Clooney'nin orada evi oldugu idi, fakat evi satmis diye duyduk! Dogru mu bilemem.
Fakat bildigim bir sey var ki, o da bir Como ziyaretinin daha sirada oldugudur. Bu manzaraya bir seferle doyulmaz!

22 Şubat 2012 Çarşamba

Bir sehre alismak


Ya da alismaya calismak. 
Once bakkalin,manavin yerini ogrenmek, 
Sonra her gun capi biraz daha genisletmek, 
Ya da bazen adrese bakmadan sokaklari yurumek, 
(sehri ogrenmek icin yurumek ve kaybolmak gerek!) 
Gidilen her yeni noktadan eve donebilmeyi becermek, 
Ustelik eve her seferinde degisik bir yoldan donmek. 
Copler nereye atilir,posta kutusu nerededir diye bakinmak, 
Hangi firinin ekmeginin daha guzel oldugunu kesfetmek, 
 Ilk birkac sabah uyandiginda nerede oldugunu dusunmek demek biraz. 

 Eh biz de oldukca alistik gecen 2 haftada, artik gorduklerimizi yazmak gerek. 

 Sokaklarini yurumekten simdilik cok zevk aldigim Floransa'dan sevgiler :)

8 Şubat 2012 Çarşamba

Yeni ev, Yeni Sans

Gectigimiz 15 gun icinde 2 ulke,5 sehir dolastiktan sonra yeni evimize geldik sonunda. Nasil gelebildigimize ise sasirmis durumdayiz. Stamford-Philadelphia arasi arabamizla yolda kaldik,yillardir yagmayan kar Izmir'e yagdiginda havaalaninda 7-8 saat gecirmis olduk, diger sehirlerde de hayat pek kolay olmadi. En son Roma-Floransa arasi arabayla gelirken gps'imiz hizimiza dayanamayip bir anda bir daha acilmamak uzere kapandi. Butun bunlara ragmen, yeni evimize gelmeyi basardik! Yol uzerinde hayatimizi ozetleyen bir diyalog da yasandi. Istanbul'dan Italya'ya gelmek uzere ucaga binmeden hemen once check-in yaptirirken, gisedeki kadin "goruyorum ki internetten bagajlariniz icin fazla kilo almissiniz, hayirdir ev mi tasiyorsunuz?" diye sorma gafletinde bulunmustu ki, ikimiz ayni anda "evet" deyiverdik. Once dalga gectigimizi sandi,sonra da karsilikli gulustuk. Hayatimizi anlattiktan sonra pek de anlam veremedi saniyorum bu duruma :) Evimizi tasidigimiz bu sehir ise cok heyecan verici bizim icin. Hep merak ettigimiz bir yerde,kisa bir sure de olsa yasama sansimiz olacak. Henuz yerleseli birkac gun oldu ve simdilik buralar cok soguk. Fakat en kisa zamanda detaylarla ilgili cok sayida yazi yazacagimi tahmin ediyorum. Simdilik ciao!

16 Ocak 2012 Pazartesi

2012 2. Hafta Sonuclari

Bu hafta planladigimdan azini da izlemis olsam guzel filmlerle kapattim. Burada da boyle film elestirmeni havasinda yazmak istemiyorum aslinda,zira cok uzagim boyle seylere. Izledim yazayim, begendim begenmedim yazayim,okuyan olursa ne ala.Belki merak eder izlersiniz,begenirsiniz. (yazar burada kendi kendine konusmaya devam ediyor) Neyse, ilk film , NY gosterimini MoMa'da yapan Gise Memuru/Toll Booth idi. Yonetmeni Tolga Karacelik ile de tanisma sansimiz oldu. Filmin yalniz bir adami,cok da eglenceli bir sekilde anlattigini dusunuyorum. Bolca odul almis ve sanirim Amerikalilarin da begenisini kazandi. Gelenler cok begenmis gibilerdi en azindan.Umarim oyledir ve umarim yonetmenden daha cok filmler izleriz.
Digeri de zamaninda nasil olduysa atlayip izlemeyerek cok sey kacirdigimiz bir baska Turk filmi, Calgi Cengi. Inanilmaz eglendik, karnimiza agrilar girdi. Ozellikle hastasi oldugumuz Murat Cemcir'e biraz daha hasta olduk!
Filmler bu kadar eglenceli giderken biraz ic karartmadan olmazdi degil mi? Melancholia her acidan cok basarili bir film evet,ustelik bircok elestirmen tarafindan yilin filmi olarak bile gosteriliyor. Fakat soguk ve karanlik bu kis gunlerinden mi, yoksa hali hazirda bunalmis benden mi kaynaklaniyor bilmiyorum, biraz zor oldu bitirmek. Munasip bir vakitte tekrar izlemeyi dusunuyorum.
TV'ye gelince bir suredir izlemekte oldugumuz diziler tatilden donmeye basladilar birer birer (fringe,grey's anatomy vs.). Gecen hafta sozunu ettigim Sherlock Holmes ise 3. ve epik bir final bolumuyle bu sezonu da kapatti. Bu arada tr'de de Son isimli yeni bir dizi basladi. Tamamen Berkun Oya'ya olan hayranligimdan izlemeye basladim ve ne kadar hakli oldugumu bir kez daha anladim. Kesinlikle farkli bir is olmus. 2 dakika sonrasini tahmin edemedigimiz bir turk dizisi uzun suredir duymamis,gormemistik. Biraz sonra 2. bolumunu de izleyecegim. Yanlis okumadiysam 25 bolumle de bitireceklermis. Sanirim son zamanlarda turk kanallarinin gordugu en iyi islerden biri olacak.
Bir de Golden globe izledik bu hafta tabii. Henuz izlememis olsam da homeland'in bu kadar odul almasina icten ice biraz gicik oldum. Listede hala izlenmemis duran The Artist'i ise ilk siralara yazdim. Bir de malum mevzu var, Meltem Cumbul! Biz baya torunu okul gosterisine cikmis nine-dede seklinde amaan bizim kiz cikti diyerekten izledik. Ne vesileyle olursa olsun hos bir durum. Yalniz anlamadigimiz bir nokta var. Guzel oldu ciktin,mesajini da verdin de ne ettin guzel kizim? Odul sunmadin, odul sunacaklari da sunmadin,ve simdi reklamlar bile demedin? Gercekten bilen ,anlayan varsa beni de aydinlatsin isterim. Meraktayim.
Son olarak , bu hafta bolca Can Bonomo dinledim. Simdiye kadar shuffleda denk geldikce dinledigim parcalari simdi arka arkaya dinliyorum. Eurovision bahane, Can Bonomo'nun daha cok taninmasi sahane oldu. Kimligi ile ilgili fazlasiyla cirkin haberlere,yorumlara ise hic girmeyeyim en iyisi. Seviyoruz kendisini.
Bir de zaman zaman haftanin yemegini de recetesiyle yazip burayi iyice saatli maarif takvimine cevireyim diyorum. Haydi hayirli haftalar!

11 Ocak 2012 Çarşamba

Eyooo herkes bana baksin, en birinci ben oldum!

Yaklasik bir yil once cok sevgili arkadaslarim (GON Cizgi Roman, reklam da yapayim) Istanbul ziyaretimiz sirasinda cok sevdigim bir minik adamin minicik bir figurunu hediye etmislerdi. Malum gocebe oldugumuzdan, yanimizda bir ihtiyaca hizmet etmeyen hicbirsey tasiyamadigimizdan, bu minik adamin boylesine minik olmasi, yanimizda bizimle gezebilecek ve manevi degeri olan birsey olmasi mutlu etmisti bizi. Ustelik bu sey Firat ise daha da keyifliydi! Eneee demeden bakamiyorduk ona :) Havaalaninda kutusundan cikinca resmen can geldi bu keltos oglana. Sonrasi , yaklasik bir yillik bir macera. Nereye gitsek ya cepte ya cantada geldi bizimle. Seyahatlerde arabanin onunde yerini aldi hemen. Muzelerde gezdik,parklarda,kumsallarda guneslendik,Zucotti parkta eylem bile yaptik beraber.Cok cesitli yemekler yedirmeye calistiysak da salcali ekmeginden bikmadi hic!
Gectigimiz hafta o da bizimle birlikte Istanbul'a gelmisti. Ustelik bu sefer muhim bir ziyaret de yaptik ve Uykusuz'a gittik. Ugur Gursoy'la ayni karede de bulustular en sonunda.
Sonrasi tabii ki buyuk yilbasi yemeginde o da masadaki yerini aldi. Zaten ne olduysa o gece oldu! Hepimiz cok keyifliydik, Firat da herkes tarafindan cok seviliyordu. O da mutfakta cam kenarindan bizi izliyordu.
Gece cok gec yatildi,sabah cok erken kalkildi ve ucaga yetismek uzere yollara dusuldu. Tam ucaga binecekken soyle dedim ; "Saliiiih, cocugu evde unuttuk!" Evet Firat hala cam kenarindan bakiyordu,muhtemelen arkamizdan da "ne bicim de unutup gittiler beni" demisti! Bizden sonra onu goren kardesim kendisine sahip cikmis ,onu yanina almis. Hep beraber Ankara'ya donmusler. Simdi kardesim ve kuzenlerimle geziyor,ders calisiyor,teyzemin ve anneannemin yemeklerinden yiyor,ders calisiyor,arada skype'ta goruyorum onu,fotograflarini gonderiyorlar. Bir sure onlarla kalacak,sonra yine kavusacagiz :)
Bir senede cok alismisim hep cantamda olmasina,simdilik aklima geldikce fotograflarimiza bakiyorum. Siz de bakin istedim. Yenir ki o!

8 Ocak 2012 Pazar

2012 1.hafta sonuclari

Defterler gunlukler tasiyamiyorum,bilgisayara yazdiklarim isimsiz notepadlerde kaliyor,en sagliklisi bu olacak.Bakalim bu sene becerebilecek miyim burada kayit tutmayi. Basliyorum! Bu hafta,kafa dagitmak amaciyla izledigim romantik/komedi filmleri saymazsak (ki sayalim hemen,dursun bi kosede ;friends with benefits,bad teacher,I don't know how she does it,turklerden de eyvah eyvah 2) siddetle tavsiye ettigim, gordugum kadariyla insanlarin ya cok begendigi ya da hic begenmedigi bir Almodovar filmi; The Skin I live In (La piel que habit )
Izledigimiz diziler de birer birer basladi yeniden,christmas tatilinden donuyorlar. Ama bir tanesi uzun aradan sonra 2. sezonuyla dondu ve muhtesem dondu. Filmi yerine BBCde yayinlanan dizisini izleyin Sherlock'un ,daha cok seveceksiniz. Sadece kendisine degil,Watson'a da ayri hastayiz.
Bir de bu ara cogunlukla dinledigim albumlerden biri, Amy Winehouse Hidden Treasures. Dinlerken bir kez daha ,daha yasasaymis kim bilir neler gorecekmisiz demekten geri duramadim.
Okuduklarima da yer vermekte fayda var fakat henuz bitmemis 2,baslanmamis tonla kitap var elimde , belki haftaya! 2012'nin ilk haftasini da yemis olduk,hadi hayirlisi!

4 Ocak 2012 Çarşamba

ho!ho!ho! iyi seneler :)

Oyle gecmis yilin ozetini gecip,gelecek yildan beklentilerimi yazmak istemedim bu defa. Cunku bu yil bizim icin yilbasi bir ayri guzeldi.Yilin son haftasi ,yilbasindan daha da onemliydi. Yaklasik bir yildir gormedigimiz ailelerimizle ve arkadaslarimizla gorusme zamaniydi cunku. Birkac ay oncesinden geri sayima baslamistik, ve simdi goruyorum ki onemli olan kismi da o geri sayimlarmis. Istanbul'a yaklastikca, daha ucakta basladi bir haftanin bitmeye basladigi gercegi. Cok da hizli gecip gitti zaten. Bir baktik geri donmusuz bile. Bu bes gunde elimizden geldigince arkadaslarimizla ve ailelerimizle vakit gecirip,cok ozledigimiz yemekleri yedik. Hicbirine doyamadik ,o ayri. Bir de bir yilbasi aksami vardi ki,hepsinden ayri. Aylar oncesinden planlanmis,heyecanla beklenilmis bir yilbasi aksami. Uzun,cok uzun zaman sonra bu kadar kalabalik bir sofradaydik yine tam 16 kisi! Kocaman bir aile sofrasiydi,her kusaktan birileri vardi. Daha da onemlisi , bu masanin menusunun baslica sorumlusu bendim! Her ne kadar bu isin okulunu da okumus olsam, 300-400 kisilik dugun yemeklerinin hazirliginda da calissam, bu bambaskaydi. Ben kendime guveniyordum da,merakli gozler vardi uzerimde hep :) Cunku onlara daha once hic yemek yapma sansim olmamisti. Menu zaten haftalar oncesinden hazirlanmis, orada olacak hanimlara gorev paylasimi da yapilmisti. Benim payima dusen de corba,kanepe gibi birkac cesidin disinda tabii ki bir koca hindiydi! Sonunda,merakli bakislar,"olmazsa pizza soyleriz"ler ,anneanneler,kayinvalideler onunde yapilan yemek cok guzel olmustu. Onlar yemegi yediklerinde begenmis, ben de onlar begendiklerinde cok mutlu olmustum! 16 kisi yemek yemege basladiginda bir ugultu yukseldi.Catal-bicak sesleri, kahkahalar ,birbirine uzatilan tabaklar,raki dolan kristal kadehler,aralarda anlatilan anilar. O ugultu iste bir senenin ozetiydi,bekledigimize degmisti! O aksam agzimizin tadi yerindeydi, hep oyle olmasi diledim. Herkes icin!