10 Haziran 2011 Cuma

Ata Sporu Baseball!



Buralarda 2 gun once 40 dereceleri gorup ,beynimizi kaynatan sicakla karsilasinca yaz oldugu icin sevinmistim.Fakat bir gecede firtina geldi ve o 40li dereceler 10 dereceye dusuverdi. Biz yine sicaga hasret kaldik. Yapacak da cok fazla alternatifin olmadigi bir sehir oldugu icin, mac izlemek, hem de kanli canli sahada izlemek heyecanlandirdi bizi. Mac Milwaukee'de Miller Park'ta, NY Mets ile Milwaukee Brewers arasinda olacakti.
Daha once sadece filmlerde cocuklarin oynayip hirs yaptigi sahneler disinda hic baseball maci izlememistim. Ne yalan soyleyeyim hic de ilgimi cekmemisti. Dun aksam , kazaklarimizi (!) giyip ciktik yola. Ve aliskin olmadigimiz seyler yasadik :)
Stadin tabii ki kocaman bir otoparki vardi (arazi bol olunca sere serpe yasiyor insanoglu) ve otoparkin girisinde bir gorevli bir bilet vererek tam olarak park etmemiz gereken noktayi gosterdi. Oyle cikisa yakin koyalim, yok kapiya yakin olsun gibi seceneklerimiz yok,icerde de bir gorevli gel buraya parket sirayi bozma seklinde uyariyor zaten. Stada dogru giderken otoparkta irili ufakli gruplar halinde insanlar gorduk. Meger bu da rituelin bir parcasiymis. Adina da tailgating diyorlarmis. Insanlar araclarinin arkasinda, cogu zaman bagaj acilmis ve oraya ufaktan bir bar kurulmus sekilde mac oncesi birseyler yiyip iciyorlar.O kadar ki, bagajin arkasina monte edilmek uzere cesitli duzenekler satiliyor webde.


Biz bu duruma hazirliksiz yakalandigimiz icin direk stada yoneldik. Ekmek arasi yiyeceklerimizi ve biralarimizi alip koltuklarimiza dogru yuruduk. (Bu arada stadda yuruyen merdiven mi olur yaa diye de bir tepki verdigimizi es gecmemek gerek, ama evet vardi)

Normalde ustu acilabilen stad hava kosullari nedeniyle kapaliydi. 45bin kapasiteli stadda dun acikladiklarina gore 36bin kusur seyirci vardi. Yiyecegini ve birasini alanlar yerlesmeye baslamislardi ki oyunculari gorduk. Sahaya cikislari sonuk de olsa alkis aldi. Sonra biz arkadaslarimizdan oyunun kurallari hakkinda bilgi aliyorduk ki, oyun baslamis. Evet Alen'in uclusune asina bir neslin herhangi bir macin boylesine sessiz sedasiz baslamasina alismasi kolay olmayacakti belli ki!
Kurallari da pek kompleks olmayan oyunun ilk yarim saati yine de guzeldi. Kim nereye kostu, niye gitti, kac sayi oldu vs. derken gecti. Arada isabetsiz bir vurus topu tam da bizim oturdugumuz yere, bir arka siramiza gonderdi fakat kapanin elinde kaldigindan yetisemedik.
Sonra baktik ki bu oyun boyle suruuup gidiyor. Ve iste en can alici yorumumuz su oldu ; "Pantolonla oynanan mac mi olur zaten yeaa!". Oylesine sakin , oylesine duragan bir macti ki yarisina geldiginde etrafimizla sohbet eder, arada da maca bakar hale gelmistik. Zaten tam da bu yuzden her molada insanlari ayik tutacak bin turlu maymunluk bulmuslar. Surekli birilerini dev ekranda gostermeler ve onlarin sasirip el sallamasi , sosis kostumleri giymis maskotlara yaptirilan kosu yarislari , Harley Davidson gecisi (sonucta vatani tam da burasi, ama bir de araba gecti ona anlam veremedim) , minik minik havaifisekler (evet kapali stadda) , kac seyirci var, x isimli oyuncu sizce asagidaki muzik gruplarindan hangisinin konserine gitmek ister gibi anketler, gelenler arasinda dogumgunu,evlilik yildonumu olan seyircilerin dev ekrandan tebrik edilmesi , hediyeler, komiklikler sakalar.
Sonlara dogru ,yenilmekte olan Milwaukee Brewers taraftarlari, halen umutlari oldugunu, takimlarinin yaninda olduklarini gostermek icin tam 3 kere (!) "Let's Go Brewers!!" diye bagirdilar. Ve sanirim macin en atesli ani da oydu!
Bir de oyun sirasinda plankingci bir genc sahaya inip guvenlik gorevlilerinin enselenmesiyle disariya atilmasi oldukca alkis topladi.
Hasili, biz , hele ki stada gidip futbol maci izlemeyi cok ozlemisken, oldukca bunaldik :) Yine de anavataninda bir baseball maci izlemis olmaktan dolayi mutlu donduk evimize.
Darisi NBA maclarina :)





6 Haziran 2011 Pazartesi

Tasindik vol. bilmem kac :)




Evet , yine , yeniden :)
Yeni adresimiz Brookfield, Wisconsin. Henuz 1 hafta olmadi, kesif turlarindayiz. Eylule kadar da evimiz burasi.
Farkettik ki tasinma konusunda da profesyonellesmeye dogru gidiyoruz. Su anki evimize valizlerle girdikten sonra , herseyi yerlestirip salonda oturup tv izlemek arasinda gecen sure 2 saatten de azdi! Ayni hizi valiz yerlestirmede de gosterebiliyor, ideal "mutlaka yanimda olmasi gerekenler" valizine de her seferinde biraz daha yaklastigimizi hissediyorum. Biraz atarak, biraz alarak, bir kismini geride birakarak, bir kismina kiyamayip evde saklayarak o ideal valize de ulasacagimizi biliyorum. Zira esyaya,kiyafete verdigimiz degerin anlamsizligini her gecen gun daha da iyi farkediyorum. Sakladigimiz, gereksiz anlam yukledigimiz o kadar cok sey var ki!
Sanirim seyahatin ve cok tasinmanin ogrettigi en onemli ders de bu oldu.
Tabii acimasiz ekstra bagaj fiyatlarinin da etkisi yok degil! :)

Hersey bir yana , yeni yerler gormek, bilmedigimiz yerlerde yasamaya alismak, tam alismisken tekrar tasinmak konusunda hala heyecanliyiz. Tek sorun sevdiklerimizden uzakta kalmak. Onu da elimizden geldigince sanal misafirliklerle cozmeye calisiyoruz.

Amerika ile ilgili izlenimlerimiz cok yakinda gezi yazilariyla devam edecek :)


Subat 2002'den beri hep bir arada, hep yanyana , hep asik gecti gunlerimiz. Ve biz her sene ne kadar da cok zaman gectigine , bize sanki dun gibi geldigine sasiriyorduk. Simdi bir de evliligimizin yildonumu eklendi. Ve biz dun yine sasirdik, hayatimizin en guzel gunlerinden birinin ustunden tam 1 yil gectigine. Cunku dun gibiydi o gun yasadiklarimiz. Sabah bir heyecanla uyanip kuafore kosturmalar, butun gun okul cocugu heyecaniyla gezinmeler, dort bir yandan gelen arkadaslarin "biz vardik,aksama gorusuruz' telefonlari, gelinlik,damatlik, ayakkabi altina isim yazmalar. O gune gelene kadar planlanacak binlerce sey varken , bir tek gun icin hazirlik yapmak cok zevkliyken o gun zamanin cok da hizli gecmesi adil degildi sanki. O kadar akraba , o kadar dost bizim icin toplanmisti ve herkes mutluydu. Daha uzun surse de olurdu sanki.
Olsun. Mutlu oldukca hep boyle hizli gececek zaman biliyorum, gecsin.
Ve butun sevdiklerimiz de en az bizim kadar mutlu olsun.